Eğer hala uygulama ve yazılımlarınızı buluta (cloud-internet üzerindeki sunucular üzerinden çalışmak) taşımadıysanız büyük bir olasılıkla kullandığınız ve harcadığınız para, zaman vb. kaynaklarınız çok fazladır.
İş dünyasında bugüne kadar neredeyse CRM – Müşteri İlişkileri türü uygulamaların (örneğin SalesForce) dışında Bulut Teknolojisi kullanılmasa da bu paradigma artık değişiyor. Uygulamalar bulut üzerine taşınıp orada çalıştıkça, çalışanların birbirleriyle anında heryerden ve herhangi bir zamanda haberleşme, her türlü belge ve dosya paylaşabilme yetenekleri arttıkça kendi kişisel potansiyellerinin de geliştikleri gözlemlenebiliyor.
Gartner’ın son araştırmasına göre ABD şirketlerinin Bilgi Teknolojilerinin çoğu yöneticisi 2020 yılına kadar tüm uygulamalarının Bulut Teknolojileri üzerinden hizmet vereceğini öngörmüş.
Uygulamalarınızın bulutta olması, artık kuracağınız, yöneteceğiniz, 7×24 devamlı çalışması için para ve zaman ayıracağınız, sırf bu işler için personel istihdam etmeniz gibi işlerle meşgul olmak yerine tamamen kendi işinize odaklacağınız anlamına geliyor. Bu aynı zamanda Bilgi Teknolojileri alanındaki çalışanlarınızın da daha yaratıcı fonksiyonel olmalarına yol açacaktır.
Son 5 yılda özellikle kuvvetli kasırgalardan etkilenerek kendi lokal sunucularının zarar gördüğünü ve uzun süre eski sistemlerine dönemediklerinin farkında olan pek çok ABD şirketi, özellikle e-posta ve belge oluşturma düzenleme (Ofis uygulamaları) gibi temel işleri, ihtiyaçlarına cevap veren Google Apps üzerine taşımışlardır.
Bulut bilişim denince akla gelen ilk sorular şöyledir:
- Güvenli mi? Evet. Google, Microsoft, Amazon gibi büyük ölçekli sistemler kuran ve bunları en iyi ve sayıca daha fazla güvenlik personeliyle koruyan firmalar, asıl işleri bu olmayan ve daha küçük ölçekteki şirketlerin yapmayacakları ya da yapmak istemeyecekleri yatırımları yapmalarından dolayı çok daha avantajlıdır. Bunun dışında, kendi lokal sunucularınız ya da bilgisayarlarınızdan bilgi çalınmasının riski, bulut üzerindeki sunuculardan daha fazladır.
- Veriler hala benim mi? Tabi ki. Bulut hizmeti veren büyük şirketler verdikleri hizmetin, siz de kendi verilerinizin sahibi olmaya devam edersiniz.
- Internet bağlantısı olmadığında ne olur? Kendi bilgisayarınızla senkronize olarak çalışan ve internet olmadığında buna destek veren çözümler vardır.
- Bir şeyler yanlış gittiğinde verilerimi nasıl geri alacağım? Sisteme giriş yapıp, verilerinizi indirip, bulut üzerinde kalanları da silebilirsiniz. Eğer “bu sistemler bozulduğunda verilerimi nasıl kurtaracağım” diyorsanız, öncelikle büyük hizmet sağlayıcılarının tüm verilerinizi yedeklendiği birden fazla verimerkezine (Datacenter) sahip olduğu söylenebilir. Her türlü veriniz güvenli bir şekilde farklı coğrafyalarda bulunan bu verimerkezlerinde bir kaç kopya olarak tutulmaktadır.
Bulut Teknolojilerine geçmek için iş yapma şeklinizi değiştirmeniz gerektiği ya da bulunduğunuz sektöre uygun olmadığını düşünmeniz çok doğru değil. Örneğin Google Apps kullanan pek çok okul, ABD’nin ilk 500 sıralamasında bulunan şirket ve devlet kurumları bulunmaktadır. Türkiye’de daha çok yaygın olmasa bile, ABD’de bir muhasebeci Xero ile lokal sunucu ve yazılım yatırımı yapmadan, sunucu ve bilgisayarlar üzerinde kurulum/güncelleme/yedekleme gibi operasyonel maliyetlere katlanmadan işini yüretebiliyor.