Eskiden, şu an o kadar çok popüler olmasa da sıfır toplamlı oyun teorileri vardı (özellikle pazarlama alanında), sonradan bilgisayar (işlemci) gücü kullanan simülatörler çıktı. Şimdi de sıra bunda: Gamify.
Gamify, oyun anlamından gelen game sözcüğünden türetilmiş bir fiil aslında. Sırasıyla gamify ve gamification sözcüklerini, (oyun haline getirme anlamıyla) oyunlaştırmak ve oyunlaştırma/oyunlandırma olarak Türkçe’ye çevirebiliriz.
Gamification, oyun teorilerinin kullanılmadığı inovasyon, pazarlama, eğitim, sağlık, personel performans ölçümleri gibi alanlarda iş dünyasında kendisine yer ararken web siteleri ve mobil dünyaya çoktan girmiş durumda. Bilinen ilk örneklerden biri olarak, insanların gezdikleri yerleri ve deneyimlerini anlatarak puan kazanabildikleri Facebook‘un Place ve Foursquare uygulamalarını sayabiliriz.
Diğer bir anlatımla, gamification için, geleneksel oyun teorisine giremeyen bölgelere ya da internet sitesi, web uygulaması gibi iş alanlarına oyun ruhunu katmaktır diyebiliriz.
Kısacası 2010’un Eylül ayından beri özellikle web ürün tasarımcı ve pazarlamacılarının yoğun olarak kullandıkları Gamification ile ilgilenmekte yarar var.
Gartner analisti Brian Burke, Gamify ile ilgili yazıda şöyle diyor:
Kurumsal yapılara yön verenler, gamification stratejileri için katkıda bulunmaya hazır olmalı ve bu yıl planlama çalışmalarının bir parçası olarak kurumsal bağlamda en az bir oyun alıştırması denemelidir.